Ege Postası
Geri

Sayıştay’dan ‘Gördes’ uyarısı: 91 milyon zarara neden oldu 

Sayıştay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü(İZSU)’nün 2021 yılı denetim raporunu yayınladı. Raporda, yağmur suyu ayrıştırma hizmetlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılması gereken tahsilatın yapılmadığı belirtilirken ihaleler konusunda da uyarıda bulunuldu. Raporda dikkat çeken husus ise Devlet Su İşleri ile Büyükşehir arasında İzmir’e su temin edilmesi amacıyla protokol imzalanan Gördes Barajı bulguları oldu. Büyükşehir’in almadığı suya karşılı DSİ’ye ödediği paralar nedeniyle 91 milyon 623 bin lira zarar ettiği belirtildi.
Sayıştay’dan ‘Gördes’ uyarısı: 91 milyon zarara neden oldu 
Haberler / Yerel Yönetimler
9 Kasım 2022 Çarşamba 14:19
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Sayıştay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü(İZSU)’nün 2021 yılı denetim raporunu yayınladı.

Hazırlanan raporda, merkezi iktidar ve yerel yönetim arasında tartışma konusu olan ve Devlet Su İşleri ile Büyükşehir arasında İzmir’e su temin edilmesi amacıyla protokol imzalanan Gördes Barajı bulguları dikkat çekti. 

Raporda, Büyükşehir’in alamadığı suya para ödediği ve belediyenin 91 milyon zarara uğradığı belirtildi.

Raporda ayrıca, İZSU’nun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yağmur suyu ayrıştırma konusunda 297 milyon lira alacağı olduğu da belirtildi. 

TAHSİSLİ TAŞINMAZLARIN MUHASEBE KAYDI TUTULMUYOR

Raporda, İZSU’ya ait olan ve tahsisi yapılan bazı taşınmazlar ile İZSU’ya tahsis edilen bazı taşınmazların muhasebe kayıtlarına işlenmediği konusunda uyarıda bulunuldu.

Raporda konuya ilişkin, “İdarece tahsisli olarak kullanılan 538 adet, başka idarelere tahsis edilen 8 adet taşınmaz bulunmaktadır. İdarenin tahsisli olarak kullandığı taşınmazların muhasebe kayıtları yapılmadığından İdarenin bilançosunda hiç görünmemekte; İdarenin başka kurumlara tahsisli olarak kullandırdığı taşınmazlar ise tahsis kaydı yapılmadığından, idare tarafından kullanılmadığı halde hala İdarenin bilançosunda idarenin kullanımında gibi görünmektedir” denildi.

GÖRDES’TEN SU ALINAMADI PARASI ÖDENDİ

Hazırlanan raporda, kentte de tartışmalara neden olan Gördes Barajı konusunda dikkat çeken hususlara yer verildi.

Raporda, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) arasında İzmir iline içme, kullanma ve endüstri suyu sağlanması amacıyla Gördes Barajı’ndan yeterli miktarda su alınamamasına karşın Büyükşehir’in talep edilen meblağları ödediği belirtildi.

Raporda, “İZSU'nun, kendisine düşen payı barajdan su verilmeye başlandıktan sonra ödemeye başlaması gerekirken, su verilmeye başlanmadan; tam olarak su verilemeyen (suyun hiç verilemediği ya da tahminlerden çok daha düşük oranlarda verildiği) dönemler için DSİ tarafından gecikme faizi ile birlikte bedel talep edilmiş, bu da İZSU açısından satamadığı suyun maliyetine katlanmak durumunu doğurmuş, bütçesinde karşılıksız bir yük oluşturmuştur” denildi.

Büyükşehir ve DSİ arasında imzalanan raporda, yapımı tamamlanan barajdan ne zaman su verilmeye başlanacağı, ortalama yaklaşık yıllık kaç m³ su verilebileceği, geri ödeme tarihinin ne zaman başlayacağı, DSİ’nin kusurundan kaynaklanan gecikmelerin ödeme planını nasıl etkileyeceği ya da tarafların kusurlarında, kusurun ödeme ve gecikme faizlerini ne şekilde etkileyeceği gibi hususların belirsiz olduğuna dikkat çekildi. 

Raporda, barajdan İzmir’e, taahhüt edilenin çok altında su verildi ve bazı yıllar hiç verilmediği belirtilirken Büyükşehir’in 91 milyon 623 bin lira zarar ettiğin altı çizildi ve şu ifadelere yer verildi;  “Nitekim 2006 yılında protokolü yapılan Gördes Barajı'ndan, DSİ tarafından İZSU’ya ilk su 2011 yılında verilebilmiş, verilen su miktarı yıllık beklenen 59.000.000 m³’ten çok daha az miktarda (11.720.757 m³) gerçekleşmiştir. Ardından, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında ise hiç su verilememiştir. Protokole göre yapımı gerçekleştirilen ve maliyetine ortak olunan Gördes Barajı’ndan İzmir’e her yıl yaklaşık 59 milyon m³ su verilmesi planlanmaktayken bu güne kadar 10 yıllık süre içinde İzmir’e gelmesi gereken 590 milyon m³ su yerine, bu suyun %23,3’üne karşılık gelen 137,6 milyon m³’ü gelmiştir. gelmesi gereken suyun gelmeyip, çevresel açıdan, son derece kıymetli ve kontrolsüz tüketildiğinde, yerine tekrar konulamayan yeraltı suyunun alternatif olarak kullanılmaya devam edilmek zorunda kalınması, ayrıca kuyu suyunun şehir şebekesine ulaşma maliyetinin (pompa, elektrik ve pompa bakım giderleri vb. nedeni ile) kent sakinlerine ve İZSU’ya çok daha pahalıya mal oluyor olması gibi dolaylı maliyet etkileri de göz ardı edilmemelidir. Anılan nedenlerle, DSİ’nin standart olarak su idarelerine uyguladığı ve imzalattığı bu tür maliyet ortaklı yatırım projelerinde, iyi bir projelendirmeden başlayarak, karşılıklı yükümlülüklerin adil şekilde belirlendiği, ürün maliyet unsurunun da göz önünde bulundurulduğu bir ödeme planı ve protokol düzenlemesine gidilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.”

YAĞMUR SUYU BEDELLERİNİN TAHSİSİNDE 297 MİLYONLUK ZARAR

Sayıştay tarafından hazırlanan raporda ayrıca, yağmur sularının uzaklaştırılmasına ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi adına yapılan hizmetlerin karşılığının Büyükşehir Belediyesinden tahsilatının yapılmadığı ve bu durumun hem mali dengeyi bozduğu hem de borçların ödenmesinde sorun yarattığı konusunda uyarıda bulunuldu. 

Raporda konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi; “İZSU hesaplarında yapılan incelemelerde yıllar itibari ile Büyükşehir Belediyesi adına yapılan yatırım harcamalarının tahsilatının yapılmadığı, bu sebeple idarenin Büyükşehir Belediyesinden 31.12.2021 tarihi itibariyle 297.289.326,41 TL alacağı oluştuğu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen rakamlar İZSU bütçesinde önemli bir yer kaplamakta ve idarenin ödeme gücünü aşağıya çekmektedir. İdarenin ödeme vadesinin uzaması ise yüklenicilerle mahkemelik ve icralık olunmasını ve faiz, avukatlık masrafı, mahkeme harcı vb. ek külfetlere sebebiyet vermektedir. Yukarıda anlatıldığı üzere İZSU ve Büyükşehir Belediyesi iki ayrı bütçeyle ayrı kurumlar olarak yönetilmektedirler. Kurumların karşılıklı bütçelerine yük olarak borç, gelir, gider dengelerini bozması ve İdareyi daha yüksek maliyetlere katlanmak zorunda bırakması 5018 sayılı Kanun’un temel ilkelerine aykırılık teşkil edecektir. Sonuç olarak İdare tarafından gerçekleştirilen harcamaların tahakkuk kayıtlarının yapılarak yıllar itibariyle bekletilmemesi, yılsonlarında mutabakata bağlanması ve düzenli olarak tahsilatının yapılması gerekmektedir.”

GÜZELHİSAR BARAJI’NDAN DAHA FAZLA FAYDALANIN

Raporda ayrıca, Aliağa’da bulunan Güzelhisar Barajı’ndan yeterli etkili bir biçimde faydalanamadığı konusunda uyarıda bulunuldu.

Barajın önemli bir kaynak olduğuna dikkat çekilirken “İZSU’nun, dolayısıyla da kent halkının, bu kaynaktan içme suyu olarak yeterli miktarda faydalanamadığı hatta bölgenin fazla yağış aldığı dönemlerde baraj suyunun denize deşarj edildiği görülmüştür” denildi.

Artan nüfus yoğunluğunun da göz önünde bulundurulması gerektiği belirtildi ve şu ifadelere yer verildi; “bulunduğu lokasyon için son derece önemli bir yüzey suyu kaynağı olan Güzelhisar Baraj suyunun öncelikle, sanayide kullanılması yerine İZSU-PETKİM işbirliği ile doğru bir bölgesel su yönetim politikası oluşturularak, özellikle PETKİM’in yaşamsal içme kullanma suyunu endüstriyel üretimde olabildiğince az kullanmasını sağlayıp, yerine arıtılmış suyu kullandırtmak ve Güzelhisar Barajı’ndan Aliağa ilçesine daha fazla insani tüketim suyu verilmesini sağlamak yukarıda gerekçeleri açıklandığı üzere; hem su gibi çok önemli doğal kaynağın etkin kullanımı hem de ana gelir kalemlerinden biri su satışı olan su idaresine kamu kaynağı oluşturması açısından önem arzetmektedir.”

BİLİŞİM İHALESİNDE ZARAR VE BAĞIMLILIK UYARISI

Raporda dikkat çeken bir diğer husus ise İZSU’nun bilişimle ilgili yazılım, donanım ve hizmet alımının başından itibaren bütünleşik olarak yapıldığı ve/veya ihale edildiği, ihalede açıklık, rekabet ve uygun fiyat imkânını sağlayacak şekilde koşulların oluşturulmadığı konusu ve bu nedenle İZSU’nun yazılım ve ona bağlı donanım uygulamalarına bağımlı hale gelmesi oldu.

Raporda, daha önce yapılan ihaleler örnek gösterilirken tek bir firmaya daha önceki yıllarda yapılan ihalelerde olduğu gibi yağmur sularının uzaklaştırılmasına ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi adına yapılan hizmetlerin karşılığının Büyükşehir Belediyesinden tahsilatının yapılmadığı, tüm yazılım ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde çıkılmış ve ihale şartnamelerine 20 adet yazılım temini konulduğu belirtildi.

Aynı firmanın 2009 yılından bu yana hem alt hem de asıl yüklenici olarak tüm bilişim hizmetlerinin ihalelerini aldığı ve bunun aynı zamanda mali yük getirdiği ifade edildi ve “İhale işlem dosyası incelendiğinde ve daha önceki yıllar göz önünde bulundurulduğunda aynı firmanın gerek alt yüklenici olarak, gerekse de asıl yüklenici olarak 2009 yılından bu yana işi alıyor olması, ihale bedelinin oldukça yüksek olmasına rağmen ihaleye katılımcı sayısının düşük olması da göstermektedir ki; bütünleşik bilişim sistemi hizmeti alımı gibi bir tarifle torba bir “ürün/hizmet” alımına çıkılması açıklık ve rekabet açısından olumlu sonuçlar vermemektedir. İhale işlem dosyasına girmiş ihaleye katılmak isteyen firmaların şartnameye itirazlarında da bu husus açık bir şekilde görülmektedir. İşin bütünleşik olarak ihaleye çıkılması, işin birim maliyetinin pahalıya mal olmasından başka, işin total maliyetinin yüksek olması, iş deneyim yeterlilik koşullarının da yüksek bedelli olması dolayısıyla ayrı ayrı uygun bedelle alınabilecek modüllere firmaların teklif vermesini engellemektedir.  Özetle; uyguladığı yaklaşık maliyet tespit yöntemi, donanım, modül ve insan kaynağı ile birlikte ihaleye çıkması, şartnamede “tek sözleşme” yeterlilik kriteri gibi zorlayıcı koşulların olması nedeni ile İzmir Büyükşehir Belediyesi bilişim hizmetini toplamda ortalama 537.738,32 TL/Ay’a mal ederken, “daha düşük kapasiteli ve kullanıcılı” aynı türden bir işi (Bütünleşik Bilişim Hizmetleri İşi’ni) İZSU 951.414,53 TL/Ay’a yani yaklaşık iki katına mal etmiştir. Anılan gerekçelerle İdare tarafından bahse konu bilişim hizmetleri alımına ilişkin ihtiyaçlar ve kriterler doğru belirlenmeli, süreci olumsuz etkileyecek unsurlar gözden geçirilmeli, bütçe kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması sağlanmalıdır” denildi. 

İHALEDE MEVZUATA AYKIRILIK

Raporda ayrıca, idare iş ve işlemlerinde yapılan incelemelerde; mevzuatta yapım işi ihaleleri için uygulama projeleri hazırlanarak anahtar teslimi götürü bedel üzerinden ihale yapılması öngörülmüş olmasına rağmen, İZSU’nun 2021 yılı içerisinde ihale ettiği 47 adet yapım işinin yalnızca 4 tanesinin uygulama projesi üzerinden ihale edildiği, 26 tanesinin ön proje, 17 tanesinin ise kesin proje üzerinden birim fiyat teklifi almak suretiyle gerçekleştirildiği tespine yer verildi.

İdare tarafından yapılan ihalelerin enerji, su, ulaşım, altyapı gibi teknik nitelikte olması sebebiyle uygulama projesi yapılması mümkün olmasa dahi ihaleye çıkılmadan önce kesin projenin hazırlanması gerektiğinin altı çizildi ve “idare ihalelerinde işin niteliğine göre ön proje, kesin proje ve uygulama projesinin mevzuatın çizdiği sınırlar çerçevesinde ikmal edilmesi, uygulama projesi yapılması mümkün değilse bile ön ve kesin proje üzerinden ihaleye çıkılması gerekmektedir. Sadece ön proje ile ihaleye çıkılma yoluna başvurulması; sürecin devamında açıklık ve rekabeti zedeleyici sonuçlar doğurması ve sürecin net rakamlarıyla öngürülemezliği gibi olumsuzluklar doğuracağından, sadece mevzuatın cevaz verdiği ölçüde tercih edilmesi gerekmektedir” denildi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası